Flört Döneminde Güven Sorunu

Flört döneminde güven sorunu

Açıklık, samimiyet ve dürüstlük bütün ilişkilerin temel harcıdır. Güvenin, inancın, ilişkiye adanmışlığın ve yakınlığın yaşanabilmesi için gereklidir. Ancak açıklığın, dürüstlüğün ve samimiyetin sınırları ne olmalıdır?

Dürüstlük nereye kadar ve neleri kapsamalıdır? Mahremiyetin sınırları nasıl belirlenmelidir? Bu ve benzeri sorular kadın erkek ilişkilerinin, özellikle de başlangıç döneminde çok önemlidir.

Her iki cins için, karşısındaki insanı tanımak çok önemlidir. Çiftler, birbirleri hakkında olabildiğince bilgi sahibi olmak isterler. Bunda bir sakınca yoktur. Herkesin, karşı tarafın güvenini kazanma, güven verme, kabul edilme, onaylanma gibi gereksinimleri vardır. Söz konusu gereksinimler çiftleri bazen zor ve sıkıntılı durumlara da düşürebilir. Özellikle günümüzün dünyasında, internet ortamında, sosyal ağlarda, arkadaşlık sitelerinde tanışan çiftler için güven verme, güven duyabilme çok önemlidir. İnternet ortamının getirdiği belirsizlik ve şüpheyi ortadan kaldırmak kolay değildir. Sanal ortamın belirsizliğini ortadan kaldırmak adına bazen aşırı dürüstlük, aşırı açıklık ortaya konabilmektedir. Karşı tarafa kendini anlatabilmek adına, gerekli gereksiz pek çok ayrıntı ortalığa saçılmaktadır.

Özellikle de kadınlar açısından durum daha dikkati çeker durumdadır. “Eğer bir ilişki başlayacaksa, her şeyini önceden bilmem gerek…” argümanı öne sürülmektedir. Toplumsal cinsiyet rolleri ve yetiştiriliş biçimleri gereği kadınlar veya genç kızlar bu tuzağa hemen düşmektedirler. Tanışmadan önceki bütün hayat hikayelerini, ilişkilerini anlatmaktadırlar. Vaktinden önce veya aşırı detaylandırarak kişinin kendi hikayesini anlatması pek de istenen etkiler yaratmaz.

Herhangi bir sınır getirmeden kendini ortaya koymak, dürüstlük gibi görülebilir. Ancak pratikte, söz konusu dürüstlük işe yaramamaktadır. Sınırsızca, hatta, günah çıkarır gibi geçmişin anlatılması, güveni sağlamak şöyle dursun, karşı tarafta, daha çok kuşku yaratmaktadır. Erkenden kendini açmak, anlatmak güven duygusunun gelişmesine engel olur. Karşı tarafın merakı ortaya çıkarak daha fazla derinlemesine sorgulamalara girişmesine sebep olur. Flört dönemindeki pek çok ilişkide yaşanan en önemli sıkıntılardan biri olmaya başlar. İlişkide dürüst olduğuna, kendini tamamen açtığına inanan partner, bir türlü karşı tarafın sorgulamalarından, kuşkularından kendini kurtaramaz. Anlattıkça, ortaya döktükleri yetersiz gelmeye başlar.

Bu nedenle, kadın erkek ilişkilerinde, ilişkinin özellikle de başlangıç dönemlerinde kendini ortaya koyma sürecinde dikkatli ve özenli olunmalıdır. Vaktinden önce kendini açmak, önyargılar yaratabilmektedir. İlişki evrilse ve gelişse bile, ileriki dönemlerde, kuşku ve güvensizlik tohumları ve önyargılar ilişkiyi sarsmaktadır.

Dürüstlük ve açıklık adına kendini olanca çıplaklığıyla ortaya koyan partner belki, her şeyi anlattığı düşüncesi ile rahatladığını zannedebilir. Buradaki rahatlama, geçici bir durumdur. Anlattıklarına bağlı olarak daha sonra karşılaşacağı, cevaplamayı gerektiren soru ve sorgulamalarla karşılaşma ihtimali yüksektir. Anlatan kişide daha sonra, korku, çekingenlik, yargılanma, reddedilme gibi kaygıların devreye girmesi kaçınılmazdır. Kendi özel yaşamına, yani mahremiyetine zarar vermişlik, utanma gibi duygu ve düşünceler, pişmanlık duyguları karmakarışık bir ruh haline sebep olmaktadır. İlişkinin bitmesi, kişisel mahremiyetin, sırların ortaya çıkacağı endişesi depresyon ve kaygı bozukluklarına neden olabilmektedir.

Ayrıca vaktinden önce açıklananlar, aşırı ayrıntılı anlatımlar, ilişkinin sonraki evrelerinde kişinin karşısına çıkarılabilir. Yüze vurma, başa kakma ya da geçmişte yaşanmış olanlardan dolayı aşağılanma, cezalandırılma gibi olumsuz durumlara maruz kalınabilir.

Kadın erkek ilişkilerinde güvenin, yakınlığın, inancın sağlanabilmesinin yolu, insanın kendini sınırsızca açmasına bağlı değildir. Hangi gerekçe ile olursa olsun ilişkilerde belirli sınırlar konulmalı ve savunulmalıdır.

Yeni tanışan çiftlerin birbirini tanımalarının en iyi yolu, yaşanılan anlara, ilişkinin başlangıcından itibaren gösterilen saygı ve özene dikkat etmelerindedir. Çiftler kendi istediklerinde ve istedikleri kadarıyla kendini açmalıdır. Bu noktada, baskı olgusuna dikkat edilmelidir.

Çiftler, geçmişlerinden dolayı birbirlerine karşı sorumlu değildir. Tanışıp, bir ilişki yaşamaya karar verdileri andan itibaren sorumludurlar. Dolayısıyla; “her şeyini bilmem lazım” argümanına dikkat edilmelidir. Kişisel sınırlara saygı duyulamadığı anlamına gelir. Dikkatli olunmalıdır.

Önceki ilişkiler kişisel bir konudur. Yeni ilişkiye başlayanların, önceki ilişkilerindeki kişileri veya ilişki biçimlerini yeni partnere anlatma tarzları önemlidir. Karşı tarafın gözünde canlandırmasına hizmet edecek tarzda anlatmak, karşı tarafı olumlu ya da olumsuz biçimde tahrik etmeye sebep olabilir. Gereksiz kıskançlık sorunlarına zemin hazırlayabilir. Bu nedenle ayrıntılı anlatmak, yakınlığı değil, aksine araya mesafelerin sokulmasına neden olabilir.

Sonuç olarak; her iki cins de bir gerçeği akılda tutmalıdır. “Her şeyi bilme isteği ile her şeyi bilmenin imkansızlığı arasındaki gerilime katlanmak.” Bu gerçek kabul edildiğinde, neyin bilinip, neyin bilinemeyeceği ayrımı yapılabilir. Bilinmek istenen şeylerin, ilişkiye getirip götüreceklerinin hesabı yapılabilir. Böylece, kişisel sınırlara saygının korunduğu, güven ve inancın yaratılabildiği bir ilişkiyi yaşama fırsatına erişilebilir.

Meryem Gül Eren

Psikolog Akredite EMDR ve Aile Çift Terapisti

Kaynak: Aile Sırları (Orijinal ismi:The Secret Life Of Families) Evan Imber Black Boyner yayınları Aile-Çocuk dizisi