Bilişsel Davranışçı Yaklaşımı(BDT) Nedir

Bilişsel Davranış Yaklaşımı Nedir?

Ruhsal rahatsızlıklar alanındaki bilimsel bulgulara dayalı olarak geliştirilmiştir. Ruhsal sorunları açıklar ve nedenlerini araştırırken psikoloji biliminin verilerine dayanır.

Bilişsel – Davranışçı Tekniği (BDT)Nedir?

Aaron T. Back tarafından, 1960’lı yıllarda ABD’de Pennsylvania Üniversitesinde geliştirilmiştir. Başlangıçta Depresyon için kullanılmıştır. Sorunların çözümünde kullanılan yöntemler; öğrenme kuramlarına dayalıdır. Etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Yüzlerce klinik araştırmayla birçok ruhsal rahatsızlıkta etkili olduğu gösterilmiştir.

Temel varsayımı; Bütün psikolojik sorunların altında yatan ortak nokta; kişinin ruhsal durumunu ve davranışlarını etkileyen çarpıtılmış/işlevsel olmayan düşüncelerdir. Çarpıtılmış, olumsuz düşüncelerin gerçekçi biçimde yeniden değerlendirilip, değiştirilmesi ile duygu ve davranışların da değişeceği ve sonuçta iyileşmenin sağlanacağı yönündedir. Kalıcı iyileşmenin kişinin temel olumsuz inançlarının değişmesi ile mümkün olduğuna inanılır. Kişinin ruhsal durumunu çökerten, kendiliğe ait ana ve ara inançlar; sevilmeyen, değersiz, çaresiz, yetersiz gibi temel inançlar değişmeden terapi tamamlanmış sayılmaz.

Danışanların sadece güncel sorunlarını çözmez, aynı zamanda bütün yaşamları süresince sorunlarını çözmekte kullanılabilecek özel birtakım beceriler de öğretir. Bu beceriler çarpık düşünceleri saptamak, inançlarını değiştirmek, çevreyle yeni ilişkiler kurmak ve davranış değişikliğidir.

Bilişsel – Davranışçı Yöntem Hangi Hastalık/Sorunlarda Kullanılır?

Majör depresyon

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Panik Bozukluk

Fobik Bozukluklarda (Sosyal Fobi, Agora Fobi, Özgül Fobi, vb …)

Madde Bağımlılığı

Yeme Bozuklukları (Anoreksiya Nervoza, Anoreksiya Blumiya, Obezite, vb…)

Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB)

Kronik ağrı Sorunlarında

Kronik Yorgunluk Ve stres yönetimi

Sınav kaygısı, Performans kaygısı

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Kişilik Bozuklukları

İlişki Sorunları

Cinsel Sorunlar

Çift danışmanlığı

Aile danışmanlığı

Bilişsel – Davranışçı yaklaşım; yaygın olarak tüm dünyada pek çok soruna yönelik olarak ya tek başına, ya davranışçı tekniklerle, ilaç tedavisi ya da başka yöntemlerle entegre edilerek kullanılan bir yöntemdir.

Aile ve çift Danışmanlığı sürecinde de bilişsel davranışçı teknikler oldukça etkin biçimde kullanılmaktadır.

Bilişsel – Davranışçı Yaklaşım sadece patoloji ile ilgilenmemektedir. Koruyucu ruh sağlığı, stres yönetimi, problem çözme, yeni beceriler edinme gibi hayata dair konularda da işe yaramaktadır.

Çocuklardan başlayarak yaşlılara kadar herkese uygulanabilen bir yöntemdir.

Bilişsel – Davranışçı Yaklaşım; kişilerin sıkıntı verici düşüncelerini saptamalarını ve bu düşüncelerin ne kadar gerçekçi olduğunu incelemelerine yardımcı olur. Ardından uygunsuz düşünceleri değirmeyi öğrenip içinde bulunulan gerçekliğe uygun düşünülmeye başlandığında kişi kendisini daha iyi hisseder. Sorun çözme ve davranış değişikliği en çok ele alınan konulardır.

Bilişsel – Davranışçı Yaklaşım Hakkında Danışanların Bilmesi Gerekenler nelerdir?

BDT; hedef/problem odaklıdır. Görüşmelerde uzun uzun konuşmalar yapılmaz. Danışan ve danışman/uzman, üzerinde çalışmak üzere belirli bir problemi ele alır. Probleme katkıda bulunan olumsuz inançlar, davranışlar, olumsuz duygular belli bir plan dahilinde incelenir. Soruna katkıda bulunanlar ele alındıktan sonra da hedef belirlenir. Bu süreçlerde danışan ve psikolog işbirliği içindedir. Her ikisi de aktif rol oynar. Adım adım süreç ilerletilir.

Bilişsel – Davranışçı Yaklaşımda danışanın aktif olarak sorumluluk üstlenmesi, işbirliği içinde olması gereklidir.

Başlangıçta, psiko eğitim denilen hazırlık aşamasında terapist aktif olsa da, daha sonraları danışan daha aktif olmaya yönlendirilir. Depresyon ve kaygı azaldıkça, danışanın; soruna yol açan düşüncelerini yakalaması, baş etmeyi öğrenmesi, düşünce çarpıtmalarını fark edip değiştirmeye çalışması, önemli konuları özetlemesi ve ev ödevlerini yapması beklenir. Amaç; danışanın bağımsızlaşması, kendi kendini yönetebilir hale gelmesidir.

Bilişsel – Davranışçı Yaklaşımda danışan ve danışman arasında güçlü bir işbirliği şarttır.

Danışanın uzmanına güvenmesi, inanması ve işbirliği yapması, kendi ruhsal durumu hakkında geri bildirim vermesi önemlidir. Keza psikoloğun da danışana duygu, düşünce ve davranışlarına yönelik rehberlik etmesi, destekleyici, umut verici, cesaretlendirici olması gereklidir. Belirli sorunlara yönelik çalışıldığında, danışan ile işbirliği kolay kurulabilir. Ancak kronik sorunlar varsa, kişilik bozuklukları söz konusu ise; işbirliği ve güven verici ilişkiler için daha uzun zamanlar gerekebilir.

Bilişsel – Davranışçı Yaklaşım danışanın kendisine ve yaşadığı sorunlara yönelik formülasyonlara dayanır.Danışanın var olan olumsuz düşüncelerini; yani “asla başaramam, mutlu olamam, hiçbir zaman hiçbir şeyi düzgün yapamam…” bağlı olarak yaşadığı olumsuz duyguları; üzüntü, mutsuzluk, kaygı, çökkünlük… ve sonuç olarak ortaya çıkan davranışları; okula gitmeme, duş almama, arkadaşlardan kaçınma, ders çalışamama… gibi belirlenir.

Sonrasında ne kadar zamandır sorunların yaşandığı, soruna nelerin katkıda bulunduğu, çocukluk döneminde nelerin yaşandığı incelenir. Danışanın sadece güçsüz tarafları değil, güçlü olan taraflarının da dikkate alınması gereklidir. Psikolog olayı anlaşılır biçimde formüle ederek, danışanla da paylaşır. Danışan da, bilişsel davranışçı model sayesinde sorunlarına farklı bir perspektiften bakmaya başlar. İşe yaramayan düşünceleri, işe yarar olanlarla değiştirmeyi başarması hedeflenir.

Bilişsel – Davranışçı yaklaşımda “şimdiki zaman” önemlidir. Danışanın şimdiki zamanda var olan sorunlarının hafifletilmesi, çözülmesiyle ruhsal sorunlarda bir azalma olması beklenir. “Şimdi ve burada yaklaşımı” ile sorunlar incelenmeye başlanır. Sürecin etkilerini şimdiki zamanda görmek, fark etmek ve değiştirmek mümkündür. Ancak şimdiki zamandaki çalışmalar istenen sonuçları sağlamadığında, düşüncelerin nasıl ve ne zaman ortaya çıktığını, danışanı nasıl etkilemeye başladığını anlamak için geçmişe yönelebilir.

Bilişsel – Davranışçı yaklaşım kısa ve sınırlı süreli bir modeldir. Basit depresyon, basit kaygı bozuklukları gibi sorunlarda ortalama 10 -14 seans yeterli olabilmektedir. Sonrasında destekleyici görüşmelerle süreç sonlandırılır.

Sorunların uzun zamandır yaşanıyor olması, komplike yani pek çok bozukluğun bir arada olması gibi durumlarda görüşmeler daha uzun zamanlara yayılabilir. Bu tür durumlarda; 1ile 2 yıllık zaman dilimlerine ihtiyaç duyulabilir.

Bilişsel – Davranışçı yaklaşımda görüşmeler yapılandırılmıştır. Bilişsel davranışçı formülasyona uygun biçimde her görüşmede belirli konular ele alınır. Uzman ara ara özetleme yapar. Basamak basamak ilerlemeyi yönetir. Zamanın en verimli şekilde kullanılması gereklidir. Uzun uzun konuşmalardan kaçınılır.

Bilişsel – Davranışçı Yaklaşımda psiko eğitsel çalışma çok önemlidir.

Danışanın kendi kendisinin terapisti olması için bazı beceriler öğretilir. Danışanın sorun yaratan düşüncelerini tanıması, değiştirmeyi öğrenmesi, olumlu düşünceleri bulması ve denemesi için yoğun biçimde desteklenir. Ev ödevleri iyileşme için çok önemlidir.

Bilişsel – Davranışçı yaklaşımda değişim için birtakım teknikler kullanır. Düşüncelerin derinlerine inmek için aşağı doğru ok tekniği, sokratik sorgulama, kanıt arama, yönlendirerek danışana olumsuz düşünceyi buldurma gibi teknikler kullanılır. Danışan olumsuz bir duygu yaşadığında; duygusunun bir sonuç olduğunu, aklından ne geçtiğini araması, olumsuz düşüncesini yakalaması ve doğruluğunu test etmesi, yerine daha işlevsel/gerçekçi bir düşünce koymayı öğrenerek duygusal dünyasını düzenlemesi hedeflenir. Davranışsal değişim için; üstüne gitme, maruz bırakma, taşırma gibi davranışsal teknikler kullanılır. Davranışların değişimi de zihinsel değişimi pekiştirir.

Bilişsel Davranışçı Yaklaşımda seanslarda neler yapılır?

Seansınız başlamadan önce size durumunuzla ilgili bazı formlar ve psikolojik ölçekler doldurtulabilir.. Bu şekilde durumun nereye gittiğini her seans öncesi daha nesnel bir şekilde saptama imkânı olur. Seans başladıktan sonra ilk yapacağı şey genel olarak o hafta daha öncekilere kıyasla kendinizi nasıl hissettiğinizi sormaktır. Daha sonra o seans için hangi konular üzerinde çalışmayı istediğinizi ve hafta içinde önemli olay olup olmadığı saptanarak konular belirlenir. Ardından bir önceki seansla şimdiki seans arasında bağlantı kurmak üzere geçen seansta sizin için önemli olan konunun ne olduğu, hafta arasında kendi başınıza ne gibi uygulamalar yaptığınız ve terapiyle ilgili değişmesini istediğiniz bir şey olup olmadığı konuşulur.

Daha sonra o gün için gündeme aldığınız konu ya da konular tartışılarak, sorun çözme ve sorun durumdaki düşünce ve inançlarınızın geçerliliği, tutarlılığı konuşulur. Aynı zamanda bu yolla yeni beceriler öğrenirsiniz.

Seans esnasında öğrendiğiniz şeyleri gelecek olan hafta içinde en iyi biçimde nasıl kullanacağınızı konuştuktan sonra terapistiniz o günkü görüşmedeki önemli noktaları tekrar özetleyerek sizden geri bildirim ister;

Seansta size yararlı olan herhangi bir şey aldınız mı?

Faydası olmayan ya da rahatsız eden bir şey oldu mu?

Uzmanın yanlış anladığı bir şey ya da değişmesini istediğiniz bir şey var mı?

Bilişsel Davranışçı Yöntem ne kadar sürer?

Başlangıçta ilk 3 görüşme genellikle değerlendirme ile geçer. Danışanın hedefleri, seansa gelebilme olanakları, yaşanan sorunun kişinin hayatını ne ölçüde etkilediğine bakılarak birlikte karar verilir. Danışanın hayatını çok fazla etkilemeyen basit depresyon, stres yönetimi, sınav kaygısı gibi sorunlarda ortalama 10 -14 seans yeterli olabilir. Hedeflere ulaşıldığında haftalık görüşmelerden 15 günde bir görüşmelere geçilebilir. Sonrasında danışan ve terapist birlikte, destekleme/takip görüşmesi yapabilirler.

Kronik ruhsal, ilişkisel sorunların varlığında örneğin; OKB, majör Depresyon, Fobi, Yeme Bozukluğu, Cinsel İşlev Bozuklukları gibi ek psikolojik sorunlar söz konusu olduğunda destek görüşmeleri uzun zamana yayılabilir. Aylarca, hatta bir yılı geçen bir süre boyunca devam etmek gerekebilir. Başlangıçta, çok ağır bir kriz durumu söz konusu değilse haftada bir kez görüşülür. Kişi kendini daha iyi hissetmeye başlar başlamaz seansların aralığı açılmaya başlar. 15 günde bir, daha sonra üç haftada bire doğru görüşmeler kademeli olarak seyrekleştirilir. Destek sürecinde iken öğrenilen becerilerin gündelik hayatta uygulanarak denenmesi şansını verir. Görüşmeler sona erdikten 3,6 ve 12 ay sonra birer güçlendirme seansı yapılır.

Bilişsel Davranışçı Yöntemiyle Birlikte ilaç Kullanılır mı?

Bilişsel Davranışçı terapi ile birlikte ilaç tedavisi kullanılabilir. Hatta majör depresyon gibi günlük hayatı çok kısıtlayıcı psikolojik rahatsızlık durumlarında, danışanın ilaç kullanması gerekli olabilir. Bu tür durumlarda terapist, danışanı hekime yönlendirebilir. Danışan terapi için çalışabilecek duruma geldiğinde terapiye devam edilebilir. Danışan ve terapist birlikte ilaç kullanımının avantaj/ dezavantajlarını gözden geçirebilir. Bazı durumlarda ilaç kullanımı, terapinin ilerlemesi ile hekim kontrolüyle azaltılabilir. Bırakılabilir. Bazen de her şeye rağmen ilaç kullanımına devam edilmesi gerekebilir. (Danışanın sorunlarının ne olduğu ile ilgili durumlarda örneğin; Bipolar Bozukluk, psikoz, çok ağır okb gibi sorunlarda ilaç kullanımı uzun süreler gerekli olabilir. Hekim ile işbirliği gereklidir.)

Bilişsel Davranışçı Yönteminden Nasıl daha çok yararlanabilirim?

Görüşmelere kararlaştırılan gün ve saatlerde, vaktinde gelmek en önemli noktadır. Kararlaştırılan zamanlarda gelinmediğinde değişim süreci ciddi biçimde aksar. İyileşme için; zamanında ve düzenli olarak görüşmelere gelmek, ödevleri yapmak, işbirliği içinde olmak şarttır.

Psikolog/danışmanınıza değişime yardımcı olacak ne gibi kitaplar ve broşürler okuyabileceğinizi sormak ve bunları okumak uyumunuzu kolaylaştırabilir.

Seanslara ödevleri yaparak gelmek, öncesinde notlar alıp hazırlanmak, seansta nelerin konuşulmasını istediğinize dair not etmek terapiden faydalanmayı kolaylaştırır.

Destek sürecinde öğrenilenleri günlük hayat içinde sınamak, fark etmek, kendinizi gözlemlemek çok önemli bir noktadır.

Her gün kendinize sabit bir zaman dilimi ayırarak, gününüzün özetini yaparak, terapide öğrendiklerinizin hangilerini uygulayıp, hangilerinde zorlandığınızı kayıt etmek size ciddi bir avantaj sağlayacaktır. Kendinizi değerlendirmeyi öğrenip, bunu alışkanlık haline getirdiğinizde sorunlarla daha kolay başa çıkmayı başarabilirsiniz. Zorlandığınız konuları terapistinizle gözden geçirebilirsiniz. Seansların sonunda o hafta ile ilgili olası güçlüklerinizden söz edip, destek alabilirsiniz.

Kaynakça;

“Bilişsel Terapi Temel İlkeler ve Uygulama” Yazar: Doç. Dr. Hakan Türkçapar

“ Bilişsel Terapi Temel İlkeler ve Ötesi” Yazar: Judith Beck