Anoreksiye, Blumiya Nervoza, Şişmanlık

Yeme Bozuklukları Nedir?

Yetersiz gıda alımı veya aşırı yemek yeme eylemine yeme bozukluğu denir. Yeme bozukluğu ruhsal veya fiziksel rahatsızlıklara neden olmaktadır.

Blumiya Nervoza,

Son yıllarda oldukça sık rastlanan bir bozukluktur. Hasta, dönem dönem tıkınırcasına yemek yemekte, dayanılması zor bir açlık hissi ile yiyeceklere adeta saldırmaktadır. Ardından pişmanlık, utanç ve suçluluk duyguları ile birlikte kontrolünü kaybetmiş olmaktan kaynaklı korkular yaşamaktadır.

Yeme nöbetlerinde; besleyici değeri çok yüksek ve kalorili pastalara, böreklere, çikolata vb, yönelmektedir. Büyük miktarlarda tüketim, kendini durduramama söz konusudur. Genellikle hızlıca ve gizlice atıştırmalar, kaçamaklar yapılır. Devamında suçluluk, pişmanlık duygularının istilasına uğrar.

Kusma nöbetlerinde ise; aşırı tüketim sonucu gerilen karın bölgesindeki ağrılar, kasılmalar ve sıkıntı artar. Kilo almaktan korktuğundan dolayı da kusarak yediklerini çıkarma dönemi başlar. Genellikle kendi kendilerini provake ederek kusarlar.

Nöbetler dışında aç kalırlar. Müshil gibi yöntemlerle kilolarını korumaya çalışırlar. Kusmalar nedeniyle fizyolojik bazı sağlık sorunları ortaya çıkar. Durumlarının bir hastalık olduğunu çoğu kez bilirler. Ancak gizlemeye çalışırlar. Uzun süre gizledikleri için tedavi ve terapisi de güçleşir.

Anoreksiya Nervoza

Zorlantılı biçimde aşırı biçimde kilo ile uğraşı söz konusudur. Çoğunlukla genç kızlarda görülür.12-18 yaş arasında görülme sıklıkla görülür. Erkeklerde çok seyrek görülür.

Hastalığın en önemli belirtilerinden biri; kilo alma korkusudur. Normal kiloda ya da zayıf olsa dahi, kilo alımına yönelik aşırı bir hassasiyet söz konusudur. İskelet gibi olsa bile kişi kendini “şişman “olarak algılamaktadır. Bu noktada, kişinin gerçekteki kilosu ile ruhsal olarak zihnindeki kilosu birbirinden çok farklıdır. “Beden şeması bozulmuştur. ”Normalde olması gereken beden ağırlığının % 15’ini kaybetme ve altına düşme anoreksiya tanısı için önemlidir.

Kilo vermek için kendini zorlama, değişik yollarla kilolarını kontrol etmek, kilo vermek isterler. Aşırı beden hareketleri ile kilo vermeye çalışabilecekleri gibi, besin değeri olan gıdaları almaktan da kaçınırlar. Bedenlerine giren yiyecekleri sıkı biçimde denetlerler. Müshil gibi barsakları çalıştırıcı maddelere başvurma sıktır. Yedikleri genellikle yağsız, tatsız şeylerdir. Başlangıçta açlığını zorlayarak bastırırlar. Ancak sonraları iştahsızlık, yemek görünce mide bulantıları ve kusma, öğürme gibi davranışlar geliştirirler.

Yeme davranışı bozukluğunun bir rahatsızlık olduğunu algılayamazlar. Gereksiz yere kabızlık, ağrı kesici ve idrar söktürücü ilaçlara başvururlar.

Özellikle kızlar, vücut ağırlıklarının % 15 ini kaybettiklerinde, adetten kesilme ortaya çıkar. Ergenlik dönemine ait kadınsı şekiller yavaş yavaş ortadan kaybolur. Ergenlikten çocukluğa doğru geri gidiş söz konusu olur.

Yukarda belli başlı belirtilerini saydığımız Anoreksiya Nervoza ergenlik döneminde ciddiye alınması gereken bir bozukluktur. İhmal edildiğinde ölümle sonuçlanabilmektedir. Mutlaka ekip çalışmasının yapıldığı bir ortamda bir yandan medikal tedavi diğer yandan psikoterapi ve aile çalışmaları birlikte yürütülmelidir.

Şişmanlık

Fazla yemek yemeye bağlı olarak alınan fazla kalorilerin vücutta yağ olarak birikmesidir. Fizyolojik sebeplere bağlı olan şişmanlık tabloları olabildiği gibi psikolojik ve ailesel kökenli olarak da şişmanlık ortaya çıkabilir. Şişmanlık durumundaki yeme bozukluğunda açlık duygusu artmış, tokluk duygusu azalmıştır. Çocuk doğduktan sonraki yaşam dönemlerinde aşırı beslenmesinin rolü vardır. İlk dönemden başlayarak aşırı beslenen çocuklarda, yağ hücreleri de artmaktadır. Annenin çocuğa aşırı düşkünlüğü, çevrenin beslenmeye yönelik aşırı hassasiyetleri şişmanlık oluşumunda önemlidir. Bazı aileler, sevgi gösterisi olarak çocuğu aşırı beslemeye yönelebilirler. Bazen de çocuğun duygusal gereksinmelerini( yani sevgi, yakınlık, ilgi gibi) karşılamak yerine sadece fiziksel olarak beslenmesi ile ilgilenen anne babalar da olabilir. Çocuk böyle bir aile içinde, duygusal ihtiyaçları besinle giderme gibi yanlış bir tutum geliştirebilir. Dolayısıyla her sıkıntı durumunda yemekle sıkıntıyı bastırmaya çalışan kişilere dönüşebilirler. Başarısızlıklar, zorlanma ve engellenme gibi durumlarda ya da öfke, kızgınlık gibi agresif duygular söz konusu olduğunda bunlarla yeme davranışına başvurarak baş etme gelişebilmektedir. Yemek yemek bir savunmaya dönüşür. Kilo verme, diyet vb, programlara alındıklarında bu kişilerin savunmaları ellerinden alınmış olur. Kısa bir süre sürdürebilseler bile, devam ettiremezler. Bu nedenle; diyet programlarına ilaveten mutlaka, psikoterapi desteği de alınmalıdır.