Cinsel İletişim ve Evlilik

Cinsel İletişim ve Çift Terapisi

Eşlerden birinde ortaya çıkan cinsel bir tutukluk, problem diğer eşin davranış, duygu, inanç ve kendine güvenini etkiler. Cinsel sorun, diğer eşin de kendisinden kuşku duymasına, kendisini arzu edilir görmemesine neden olur. Cinsel sorunlar çiftin iletişimini bozabileceği gibi, iletişim sorunları da cinsel yakınlığı etkiler.

İyi, kaliteli, doyum veren bir cinsel hayat için eşler sağlıklı iletişim kurma yollarını, cinselliğe dair duygu, düşünce, beklenti, inançlarını konuşabilmeyi öğrenmelidir.

Çift terapisinde cinsel yaşamı etkileyen yanlış, olumsuz inançlar, yanlış anlamalar, kırgınlık, öfke, küsme, cezalandırma gibi işe yaramayan olumsuz iletişim kalıplarını fark etmelerine yardımcı olunur. Cinselliğin diğer bütün konular gibi konuşulabilir bir olgu olduğunun fark edilmesi çok önemlidir. Farkındalık sonucu eşler; seyirci konumundan çıkmaya, oyuncu olmaya, cinselliğe dair beklenti, arzu ve ihtiyaçlarını dile getirmeye başlayabilirler.

Çift Terapisinde; çiftin ilişkisinin önemli olan iki yönü vardır. Bunlar iyileştirilirse cinselliği olumlu bir şekilde etkileyebilir.

Bunlardan biri; konuşabilmek, iyi iletişim kurabilmek.

Diğeri ise; olumlu yaklaşmak, birbirini heveslendirmek, takdir etmek ve birbirine iltifat etmektir. Birbirini olumsuz şekilde eleştirmek, şikâyet etmek ve işi kavgaya kadar götürmek ise eşler arasındaki ilişkiyi bozabilir. Daha iyi anlaşmak, konuşabilmek cinsel sorunun düzelmesinde çok önemli rol oynar.

Övgü ve cesaretlendirme, eleştiriden çok daha etkilidir. Eşinizde beğendiğiniz özellikleri görmeye, fark etmeye çalışın ve bunları ona söyleyin. Ona sürekli olumsuz şeyleri tekrar ederseniz, bir süre sonra sizi duymayacaktır. Kabul edebileceği şeyleri bile reddedecektir. Özellikle cinsel davranış ve bedenine yönelik olumlu geri bildirimler önemlidir.

Eşinize; kendinizi açıkça ifade edin. “Ben…. istiyorum. Bunu da istemiyorum.” Davranışlarınızla dolaylı yollarla “sana söylüyorum kızım, işit gelinim” işe yaramayan bir tutumdur. Eşiniz zihninizi okuyamaz. Siz ima ederken o başka bir şeyi görebilir. Yanlış anlamaların önüne geçmek için mutlaka, yüz yüze, gözlere bakarak neyi isteyip, neyi istemediğinizi dile getirin. Olası yanlış anlama, olası yanlış tahmin ve yanlış varsayımların önüne geçmiş olursunuz. Eşiniz sizin hoşlandığınızı zannettiği bir davranışı örneğin öpüşme, sevişmeye yönelik davranışlar, vb, sizi memnun etmek için yapmaya çalışabilir. Eşinizin yapmaya çalıştığı davranış sizin hoşunuza gitmiyor olabilir. Böyle bir durum da siz öfkelenebilirsiniz. “İstemediğimi anlamıyor. Beni önemsemiyor.” Diye düşünüp, kızabilirsiniz. Bu tür yanlış anlamalar maalesef çiftlerin çok fazla sorun yaşamalarına neden olmaktadır.

Kısacası neyden hoşlanıp, neyden hoşlanmadığınız konusunda birbirinize geri bildirimde bulunmak; birbirinizi daha iyi tanımak, kaliteli bir cinsel hayat için işinize yarayacaktır.

Birbirinizle konuşurken “sen” dili yerine “ben” dilini kullanın. Her türlü duygu, düşünce ve beklentilerinizi “ben sana karşı kırgınım. Şu an öfkeliyim. Sana kızdım çünkü …. Söylemeni beklemiyordum…” İfade edilemeyen duygular; küskünlük, surat asma, konuşmaktan, yakınlıktan kaçınma, görmezden gelme, yok sayma gibi sorun yaratan davranışlarla gündeme gelir.

Eşiniz, kırgınlığını, kızgınlığını ifade ettiği zaman sizin nasıl tepki verdiğiniz çok önemlidir. Bağırma, çağırma, küsme gibi aşırı tepkiler verme karşı tarafın bir daha ki sefere kırgınlığını ifade etmesini zorlaştırır. Her ikinizin de kendini açıkça ifade etmeye hakkı vardır. Hem kendi hem de karşınızdakinin duygularına saygı göstermek çok önemlidir. Haklı da haksız da olunsa bu duygular yaşanmaktadır. Eğer duygular yokmuş gibi yapılırsa ve uygun bir şekilde ifade edilmezse içte birikebilir ve çok daha büyük patlamalara yol açabilir.

Eşler birbiri ile iki yetişkin olarak konuşmalıdır. Eşlerden biri çocukça konuşmaya başladığında, çiftin rolleri kadın erkek rolünden çıkmakta, bazen kadın erkeğin babasıymış gibi, ya da kadın erkeğin annesiymiş gibi algılanmaktadır. Bu tür çocuksu iletişim biçimleri cinsel arzuyu olumsuz etkileyebilmektedir.

Her iki taraf isteklerini dile getirdiğinde mutlaka her seferinde uyumlu olması gerekmez. Çiftler isteklerini dile getirir. Sonrasında uzlaşmayı, orta bir noktada buluşmayı öğrenirler. Farklı isteklere, farklı cinsel iştaha sahip olabilirsiniz. Her gün cinsel ilişki isteyen bir eş ile her gün birlikte olmak zorunda değilsiniz. Konuşarak her iki kişi için kabul edilebilir bir ritmi yakalayabilirsiniz. Her zaman yatak odasında olmak yerine konuşarak bazen değişiklik yapılabilir. Her zaman gece cinsel ilişkide bulunmak yerine bazen gündüz, bazen de sabahları ilişkide bulunma konusunda anlaşmaya varılabilir.