Alkol, Madde Bağımlılığı ve Anne Baba Olmak

Anne Babanın Alkol-Madde Bağımlılığı Çocukları Nasıl Etkiler?

Anne -babaların evlenmeden önce ve evlilik sonrası yaşadığı kaygı bozukluğu, bağlanma sorunları, depresyon, panik bozukluğu, sosyal fobi, özgüven eksikliği, kişilik bozuklukları, dikkat eksikliği, öfke kontrol sorunları, evlilik sorunları, ekonomik zorluklar alkol ve madde kötü kullanım riskini artıran etkenlerdir.

Düzenli olarak alkol ve madde kullanan anne – babaların büyük bir kesiminde; öncesinde, ciddi psikiyatrik, psikolojik sorunların var olduğu düşünülmektedir.

Söz konusu sorunlar ortaya çıktığında; alkol ve diğer maddeler “rahatlatıcı, sakinleştirici, kaygı giderici, uykusuzluk giderici, özgüven artırıcı….” etkilerinden dolayı tercih edilir. Başlangıç dönemindeki rahatlatıcı etkilerinden dolayı giderek bağımlılık ve tolerans gelişimi oluşur. Alınmadığında yoksunluk belirtileri ortaya çıkar.

Alkol ve madde kullanımının başlangıçtaki olumlu gibi görünen etkileri zamanla tersine dönmeye başlar. Depresyon, kaygı bozukluğu, uykusuzluk, cinsel isteksizlik gibi sorunlara geçici çözüm getiren maddeler daha sonra yokluğu ile başlı başına kaygı, uykusuzluk, dikkatsizlik, unutkanlık, güvensizlik sorunlarını artırır. Ekonomik sorunlar daha da yoğunlaşır. Dikkatsizlik, tahammülsüzlük, dürtü kontrol sorunları dayanılması güç duruma gelebilir.

Anne Babalardan birinde var olan alkol madde bağımlılığı; ailede yaşanan sorunların çözümünü imkansız kılabilir. Evlilik doyumu ortadan kalkar. Suçlama, değersizleştirme, iletişim kopukluğu, birbirinden uzaklaşma ile anne babalık rolleri bozulur. Aile içinde çatışma, ihmal, sözel, fiziki şiddet, istismar olasılığı artar. Ailenin dengesi, işlevleri bozulur.

Çocuğun sağlıklı gelişimi için gerekli olan tutarlılık, öngörülebilirlik, düzen ve istikrar; alkol ve madde alımı durumlarında ortadan kalkar. Alkol almadığında kuralcı, titiz, katı, yasaklayıcı olan bir ebeveyn, alkol sonrası her şeye izin veren, sorumsuz, tutarsız davranışlar içine girer. Çocukların kafası karışır. Öngörülebilirlik, tutarlılık ve tahmin edilebilirlik ortadan kalktığında; çocuklar kendilerini asla güvende hissedemezler. Her an her şeyin olabileceği kaotik bir aile yapısı ortaya çıkar. Çocuklar böyle ortamlarda; sürekli olarak alkol-madde kullanan ebeveynin ruhsal durumunu takip ederler. Alkol alanın yüzünü, davranışlarını okuyup, gerektiğinde önlem almaya odaklanırlar. Böyle aile ortamları, çocuklar için en kötüyü temsil eder.

Alkolün uyuşturucu etkisi ile her türlü dürtüsel davranış serbest kalır. Keza böyle ailelerde; özellikle de babaların alkol kullanımında çocuklara yönelik fiziksel, cinsel, duygusal istismar olaylarında anlamlı bir artış olduğu dikkati çekmektedir. Alkolik babaları olan çocukların; akranlarına göre mizaç ve kişilik sorunları yaşama olasılıklarının yüksek olduğu bulunmuştur.

Alkol kullanımı yoğun olan babaların çocuklarıyla etkileşimi genelde olumsuz olmakta, etkileşimleri yetersiz kalmaktadır. Çocukların duygusal, sosyal yönden desteklenmesi yeterince yapılamamakta, dolayısıyla ihmal ortaya çıkmaktadır.

Anne bebek arasındaki ilk dönem anne bebek ilişkisi de kötü yönde etkilenmektedir. Anne bebek arasında güvenli bağlanma yerine, kopuk, güvensiz bağlanma sorunları ileriki yıllarda sorunların artmasına neden olmaktadır. Alkol alan bir eş-baba; eşinin duygusal destek gereksinimini karşılayamamakta, anne-kadın yalnız baş etmek zorunda kalabilmektedir. Evlilik sorunları, eşler arası iletişim çatışmaları da anne bebek ilişkisini bozmaktadır.

Alkol madde bağımlılığı, alkol kötüye kullanımı ile birlikte, altta yatan depresyon, kaygı ve kişilik bozuklukları; çocukların rol modeli olarak gördüğü anne ve babalarındaki sorunlar, özdeşim ve kimlikle ilgili sorunlara neden olabilmektedir.

Alkol madde bağımlılığı olan ailelerde yetişen çocuklar; zamanından önce olgunlaşarak anne babanın yerine getiremediği rolleri ve sorumlulukları üstlenmektedir. Yaşından önce olgunlaşan, “içine yetişkin kaçmış çocuklar,” kaldıramayacakları sorumlulukların altına girmekte, kendi hayatını yaşayamamaktadır. Bu tür ailelerde yetişen çocuklar ileriki yaşamlarında; alkol ve madde bağımlılığına, depresyon, uykusuzluk, kaygı bozukluğu, evlilik sorunları gibi sorunlara karşı daha savunmasız olmaktadır.

Alkol ve madde bağımlılığı olan anne babaların çocuklarında; duygu durum bozuklukları, okul ve arkadaş ilişkisinde sorunlar, davranış problemleri, sosyal uyum sorunları daha fazla görülmektedir.

Maddeleri kötüye kullanan ailelerdeki çocuklar; özgüven düşüklüğü, fiziksel hastalıklar, psikolojik sorunlar, okul ve iş yaşamına uyum sorunları, duygu durum bozukluğu, kronik depresyon, sosyal yaşama uyum sorunlarını daha fazla yaşama riskiyle karşı karşıyadırlar.

Bu nedenle; aile içinde bir aile üyesinin madde bağımlılığı, kişisel bir sorun değildir. Bütün aileyi etkileyen bir sorun olarak algılanmalıdır. Sadece alkolü, maddeyi kötüye kullanan kişi değil bütün bir ailenin sürece destek vermesi gereklidir. Aksi takdirde alkol, madde kötüye kullanan kişi, var olan durumu devam ettirme eğiliminde olmakta, aileden dışlanmayı da göze alabilmektedir. Ya da, aile üyeleri bir araya gelerek alkol alan üyeyi dışlamaktadır.

Alkol madde bağımlılığı, kötüye kullanımı sorunlarında; altta yatan psikiyatrik sorunlarda incelenmelidir. Psikiyatrik destek ile birlikte, Çift, Aile Terapileri de gündeme alınmalıdır.

Çocuklar için güvenilir, sağlıklı bir aile ortamının yaratılması; çocuğun sosyal, duygusal, ilişkisel yönden beslenmesini sağlar. Okul ve arkadaş ortamlarında kendine güvenmesine yardımcı olmak anlamına gelir. Çocuğun geleceği için yapılması gereken asıl yatırım çocuğa güvenilir bir aile ortamı sunmaktır.